top of page
Ara

HPV Aşısı için hukuki süreç

  • Yazarın fotoğrafı: Av. Barış Bürüce
    Av. Barış Bürüce
  • 29 Mar 2023
  • 3 dakikada okunur

Her yıl yaklaşık 300.000 kadının ölümüne yol açan rahim ağzı kanserinin %99 oranında sebebi HPV olarak adlandırılan Human Papilloma Virüsü’dür ve 100’den fazla tipi bulunmaktadır. HPV tipleri genel olarak düşük riskli ve yüksek riskli olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Düşük riskli HPV tipleri 6, 11, 40, 42, 43, 44, 54, 61, 70, 72, 81’dir. En sık kansere sebep olan yüksek riskli HPV tipleri ise 16, 18, 31, 33, 35, 39, 45, 51, 52, 56, 58, 59, 66 ve 68’dir. Yüksek riskli HPV tiplerinden rahim ağzı kanserine neden olanların çoğunluğunu ise HPV 16 ve HPV 18 oluşturmaktadır.


HPV’nin, ileride rahim ağzı kanserine yol açmasını önlemek için bireylerin erken yaştan itibaren HPV Aşılarını olması önerilmektedir. Zira her aşıda olduğu gibi HPV aşıları da vücudun enfeksiyona karşı bağışıklık kazanmasını sağlayarak, vücudu virüsün neden olduğu hastalıklardan korumaktadır. HPV’nin bilinen ve uygulanan herhangi bir tedavisi de olmadığı için virüse karşı alınabilecek tek önlem HPV Aşısıdır.


Ülkemizde HPV aşısı olarak kullanımda bulunan 2 farklı aşı mevcuttur. Bu iki aşı da kansere dönüşme ihtimali en yüksek tipler (HPV 16 ve HPV 18) için çok yüksek koruyuculuk sağlamaktadır. Yapılan araştırmalar neticesinde, aşıların 9-14 yaş aralığındaki çocuklara altı ay arayla 2 doz yapılması halinde virüse karşı koruyuculuk oranının %100’e yakın olduğu ve kansere yakalanma ihtimalini %86 oranında azalttığı ispatlanmıştır. Bu yaş aralığında aşı olamayan bireylerin ise 45 yaşına kadar 3 doz şeklinde aşıyı yaptırmaları gerektiği, bunun da %70 oranında kanser riskini azalttığı ortaya konulmuştur. Hal böyle olmasına rağmen, HPV aşıları Türkiye Ulusal Aşı Takviminde yer almamaktadır. Ülkemizde HPV Aşısı olunması yönünde herhangi bir eğitim ve bilinç de topluma aktarılmamaktadır. Erkeklerin %90’ının kadınların ise %80’ninin hayatlarının bir döneminde en az bir HPV tipi ile mutlaka karşılaştığı ve dünyada artan kanser vaka sayısı düşünüldüğünde, söz konusu aşının halen ulusal aşı takvimine alınmamış olması sağlık hakkı ihlalidir.


Peki HPV aşısı için ödenen ücret geri alınabilir mi? Alınırsa nasıl geri alınabilir?


Anayasanın 56. ve 60. maddelerinde, devletin herkesin hayatını beden ve ruh sağlığı içerisinde sürdürmesini sağlama yükümlüğü olduğu ve herkesin sosyal güvenlik hakkına sahip olduğu belirtilmiştir.


Ayrıca 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun (SSGSSK) Finansmanı sağlanan sağlık hizmetleri ve süresi başlıklı 63.maddesinde;


“Genel sağlık sigortalısının ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sağlıklı kalmalarını; hastalanmaları halinde sağlıklarını kazanmalarını; iş kazası ile meslek hastalığı, hastalık ve analık sonucu tıbben gerekli görülen sağlık hizmetlerinin karşılanmasını, iş göremezlik hallerinin ortadan kaldırılmasını veya azaltılmasını temin etmek amacıyla Kurumca finansmanı sağlanacak sağlık hizmetleri şunlardır:

a) Kişilerin hastalanmalarına bakılmaksızın kişiye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri ile insan sağlığına zararlı madde bağımlılığını önlemeye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri."


Görüleceği üzere 5510 sayılı yasa kapsamında sigortalı herkes 63. madde kapsamında koruyucu sağlık hizmetlerinden faydalanabilir. HPV aşısı da bu koruyucu sağlık hizmetlerinden biridir.


Bilindiği üzere aşı, kanser tedavilerinden yada kanser taramalarından da çok daha ekonomik bir yoldur. Fakat buna rağmen HPV aşısının ücreti SUT kapsamında karşılanmamaktadır ve kişiler bunu ücreti mukabilinde kendileri yaptırmaktadır.


Ankara 62. İş Mahkemesi vermiş olduğu emsal karar ile HPV aşısı ücretinin SGK tarafından karşılanmasına karar vermiştir.


Bu kararı emsal göstererek dava açabilmek için öncelikle hekim raporu ve aşı faturaları ile birlikte SGK'ya idari başvuru yapmak gerekmektedir. Kurum tarafınıza olumsuz bir cevap verirse yada 30 gün içerisinde herhangi bir cevap vermezse, 30 gün içerisinde iş mahkemelerinde dava açabilirsiniz.


Henüz bazı mahkemeler bu emsal karara rağmen davaların reddine karar vermektedir. Fakat açılacak davalar bu konuda emsal karar sayısını artırabilecek ve yurttaşların aşı hakkının elde edilmesi bakımından etkili olacaktır.


 
 
 

コメント


Yazı: Blog2_Post
bottom of page